19 Kasım 2008 Çarşamba

NEY in SIRRI.................

Sn.Kudsi Erguner'e göre, 'ney'in inleyişi pür müziktir ve insanın, can meclisinde verdiği sözü hatırlatır: 'Kur'an'da 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' diye bir soru var. Yani insanların beden halinde dünyaya gelmeden önce, var oldukları âlem-i ervah dediğimiz bir dönem var. O dönemde Allah bütün ruhları bir araya getirip 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' diye soruyor. Ruhlar da kendisine "beli" (evet) diye cevap veriyor. Ona akit diyoruz. Sözleşme yani. İnsanların ruh halindeyken verdikleri bir söz. Fakat sonraları bedene büründüğünde bu dünyaya geldiklerinde, tıpkı kamışlıktan kesilip ney haline dönüşmesinde olduğu gibi bu dünyaya geldiğimizde o akdi unutuyoruz. Tabiatımızın gerektirdiği başka şeylerle oyalanıyoruz. Şimdi musiki bize işte o söz verilen anı hatırlatmalı. Ahde vefa dediğimiz veya elest bezmi dediğimiz o anda verilen sözü hatırlatmak olarak kabul ediliyor. Ve bütün tasavvuf dünyamızda musikiye verilen önem de buradan geliyor. Ve bu ahde vefaya olan sözü hatırlatan da ney, yani evliyanın sözü veya Mevlânâ'ya göre şiirsel olarak neyin sedası. Bundan şu çıkıyor ki, Allah'ın ilhamıyla söylenen doğru sözler, neyin yani usta bir neyzenin yaptığı nağmeler gibi ahenkli, doğru orantılıdır ve ruh halindeyken verdiğimiz sözü hatırlatan bir ahde vefadır. Bu da esasında büyük bir haz olmalı.' Kutsi Erguner'in Telvin'de belgelenen yolculuğu, insanlığın büyük hikâyesinin bir parçası olarak sürüp gidiyor. Ve, ney, hâlâ, Hz. Mevlânâ'nın haber verdiği üzere, 'ayrılıklardan şikayet'e devam ediyor.

SADIK YALSIZUÇANLAR
23 Mart 2008, Pazar
Zaman Gazetesi

Hiç yorum yok: